GLV DİJİTAL PAZARLAMA AKADEMİSİ

Annelerimiz bize çok söylemiş bu ninniyi. Ama ben oğluma söylemiyorum :) Başka ninniler tercih ediyorum. Ayrıca zaten genlerinde olan hayvan sever ruhunu daha da öne çıkarmaya çalışıyorum.  Her neyse, konu "Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana, kov bostancı danayı, yemesin lahanayı" Ya şimdi niye kovuyorsun hayvanı, yesin lahanayı. Ne olur yani? Rızkı oradadır belki. Hayvanlara şiddeti daha beşikteyken öğretmişler. Bilinçli değil belki ama, bebeklerin bilinç altına hayvan şiddetini işlemiş anneler. Yaşadığımız zamana bakınca, hayvanlara olan şiddetin bu denli yoğun olması bilinç altında başlıyor. Annelere sesleniyorum, şuan ki insan kılıklı hayvanlar için yapacak birşey yok maalesef. Ancak bebeklerinizi sevgiyle büyütün. Söylediğiniz söze, davranışlarınıza çok dikkat edin. Unutmayın, çocuklar her zaman kötü olanı örnek alır.  

Ah biz bayanların yaşadığı şu kilo problemi. Hamilelik döneminde sağlık sorunları sebebiyle 40 kilo aldım. 54 kiloydum hamileliğim başladığında. Gel zaman git zaman Yağız'ı kucağıma aldım. Ve acı gerçekle karşılaştım :)  Anammm bu kilolar nasıl gidecek. Zaten yemek yemeyi çok seven bir insan değilim. Tatlı yemem, tuz sıfır. Abur cubur yemem. O yüzden işim kolaylaştı. Bu arada hergün 1 saat yürüyüş yaptım.  Ve spor salonunda pilatese başladım.  Kesinlikle tavsiye ediyorum. Pilates insan vücuduna çok yararlı bir spor. Her neyse spor salonunu sürekli vermek zorunda olduğum aidat yüzünden bırakmak zorunda kaldım. Sonuçta çalışmıyorum. Zaten yazda gelmişti.  Atatürk Orman Parkı'nda spora devam dedim. Sonuç olarak 30 kilo verdim.  Hedef 57 7 kilo daha vermem lazım. Ama son kiloları vermek o kadar zor ki.    Bu arada çok yakınımda bulunan bazı insanlar özellikle beni arayıp  "Doğumdan sonra sen bu kiloları veremez...

Memleketim Pınarhisar Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği şehir İnsanların birbirini ismen ya da cismen tanıdığı küçük şehir. Girişte sizi askeriye ve onun karşısında tek sıra ve en fazla 2 katlı müstakil evler karşılar. Samimi, sıcak ve içtenlikle kucaklıyor sizi. Pınarhisar çok yavaş, kaplumbağa hızıyla büyüyen bir şehir. Hem kentleşme adına hemde insan beyni adına söylüyorum, maalesef. Şehrimde son yıllara kadar 8 Kasım Kurtuluş Bayramı coşkuyla ve çok eğlenceli bir şekilde kutlanıyordu. Gurbette olanlar o gün orada olmaya çalışır her zaman. Maalesef hükümet bayramlara güzel bir el attı ve büyüsü bozuldu :( Son zamanlarda ne kadar zıvanadan çıksa da kendini sevdirdiği çok yönü var şehrimin.  Bu fotoğraflar elime nereden geçti, ne zaman geçti inanın hatırlamıyorum :) Bilgisayarımda arşivde duruyor senelerdir. Sizlerle paylaşmak istedim eski Pınarhisar'ı. Güzel  ve keyifli seyirler. Bilenler için çok anlamlı fotoğraflar var :) ...

Sonbaharı çok severim. Havanın serinliği, sarı yapraklar, yağan yağmur, toprak kokusu,... Beni benden alır. Elime kahvemi alıp yağmur sesinde kitabımı okumak kadar zevkli bir şey yok sanki dünyada. Ama bu sene yapamıyorum bunu.Yağız olunca pek mümkün olmuyor.  Sevdiğim kadar kararsız olduğum bir mevsim sonbahar. "Ne giysem bugün" bu laftan nefret ediyorum. Giysi değil sorun, giysinin kalınlığı ya da inceliği. Hava serin, kalın giysem iyi olur diye düşünüyorum. Dışarı çıktıktan sonra illaki hava sıcaklığı artıyor ve ben çok rahatsız oluyorum. Yada ince giyinip üstüme bir ceket yada trench coat alıyorum. Onu da taşıması sorun :)  Bir kaç hafta sonra tam sonbahar modası günleri başlayacak ama :) Şallar, dar pantalon ya da tayt üstüne giyilen botlar/çizmeler, uzun ceketier, trench coatlar,... Salaş kazaklar, hırkalar,... Bu arada Bolu'da sonbaharda çok güzel geçiyor. Görmeyen varsa buyursun gelsin. ...